Yeni Başlayanlar İçin StoneAge World Rehberi
Hazırladığımız incelemede StoneAge World oyunun farklı mekanikleri nasıl bir arada sunduğundan bahsetmiştik. ARPG, sıra tabanlı RPG ve gacha oyunlarının en iyi yanlarını bir araya getiren StoneAge World, gerçekten de oldukça farklı bir deneyim sunuyor. Bu elbette iyi bir şey: Farkı ve yeni deneyimler daima iyidir. Ancak aynı nedenle, oyuna alışmanız ve tüm bu farklı sistemlerin nasıl işlediğini öğrenmeniz zaman alıyor. Oysa sağlam bir başlangıç yaparsanız, oyunun size sunduğu her şeyden çok daha çabuk yararlanmaya başlayabiliyorsunuz. Size yardımcı olmak için hazırladığımız bu rehberdeki amacımız da bu: Aşağıda listelediğimiz tavsiyelerimizi takip ederek StoneAge World’e sağlam bir başlangıç yapabilir ve maceranızın başında nelere odaklanmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.
Öncelikle Partinizi Oluşturun
Oynamaya başladıktan kısa bir süre sonra, kalabalık düşman gruplarına karşı savaşmaya başlayacaksınız. Diğer bir deyişle, sadece birkaç düşmana karşı savaştığınız eğitim görevleri en geç seviye 3’te sona erecek ve işler ciddileşmeye başlayacak. Artık düşmanlarınız çok daha güçlü ve kalabalık: Onlarla baş edebilmek için tam dolu bir partiye ihtiyacınız var. Dolayısıyla, partinizdeki tüm slotları (toplam 5 adet) mümkün olan en kısa süre içinde doldurmaya çalışmalısınız. İdeal olarak her slota farklı bir görev üstlenebilecek pet’ler yerleştirmelisiniz ancak bu aşamada buna çok takılmayın. 20. seviyeye ulaşana dek, boş slotları dilediğiniz herhangi bir pet ile doldurabilirsiniz – bu safhada nadir – nadir olmayan pet ayrımı neredeyse hiç hissedilmiyor.
Seviye 20’ye ulaşana dek dizilim ile uğraşmayın. “Auto place” düğmesine basın yeter: Oyun, otomatik olarak her pet’i en ideal konuma yerleştirecek.
Seviye 3’ten itibaren büyük savaşlara hazırlıklı olun: Giderek daha kalabalık düşman gruplarına karşı savaşacaksınız.
Parti slotlarınızı doldurmak çok zor bir iş değil zira ilk dört tanesini zaten hikâye görevlerini takip ederek doldurabiliyorsunuz. Pet’lerden bazıları görev ödülü olarak veriliyor, bazıları ise açık dünyada onları yakalamanızı bekliyor. Her halükarda, ana hikâyeyi takip ederek ilk dört pet’inize hızlı ve kolay bir şekilde sahip olabilirsiniz. Seviye 10’a ulaştığınızda, dört slotun tamamını doldurmuş olacaksınız. Sonuncu ve beşinci pet ise bir başarım ödülü olarak verilecek.
Bu sevimli şeyi bir başarım ödülü olarak kazanıyorsunuz. Seviye 12’ye geldiğinizde onu elde etmiş olacaksınız.
Ana özelliklerini yükseltmeye devam ettiğiniz sürece, bu beş pet seviye 20’ye ulaşana dek size fazlasıyla yetecek. Diğer bir deyişle, oyunun başında nadir pet’lerin peşinden koşmaya başlamanız gerekmiyor: Ücretsiz olarak aldıklarınız uzun bir süre boyunca işinizi görüyor. Elbette en güçlü veya en nadir pet’ler değiller ancak siz de henüz dünyayı kurtarmaya hazır değilsiniz. Bu nedenle, daha iyilerini özel bir çaba sarf etmeden bulana dek bu 5 pet’I kullanmaya devam edin. Artık “araştırma” (research) yapmaya da başlayabilir ve “pet jetonları” (pet coins) aracılığıyla onlara özel bonuslar verebilirsiniz. Tüm pet’ler seviye 10’a ulaştıktan sonra bir araştırmaya konu edilebiliyor ve temel özelliklerine (sağlık, saldırı, savunma, vs) bir bonus kazanabiliyor. Bu işlem için de pet jetonları bir para birimi olarak kullanılıyor.
Pet’leriniz seviye 10 olduğu anda araştırma yapmaya başlayabilirsiniz.
Araştırma yapmak için pet jetonlarına ihtiyacınız var. Onları sıradan pet’lerinizi salarak elde edebileceğinizi de unutmayın.
Hangi özelliği yükselteceğinize karar veremiyorsanız, başparmak işaretinin bulunduğu özelliği seçin. Bu işaret, o özelliğin pet’iniz için daha önemli olduğunu gösteriyor.
Otomatik Savaş Özelliğini Kullanmayın
Saf ARPG oyunlarında otomatik savaş özelliği kullanışlı ve pratik: Birbirini tekrar eden düzinelerce saldırıyı manuel olarak tekrar etme zorunluluğundan kurtulmanızı sağlıyor. Ancak StoneAge World oyunu saf bir ARPG değil ve melez mekanikler kullanıyor. İncelememizde savaş sisteminin sıra tabanlı olduğunu belirtmiştik: Aynı nedenle, düşmanla aranızda kayda değer bir güç farkı olmadığı sürece otomatik savaş modunu kullanmamanız gerekiyor. Bunun basit bir nedeni var: Doğru hedefleri seçmez ve doğru yetenekleri kullanmazsanız, en zayıf düşman bile size hatırı sayılır bir zarar verene dek hayatta kalmaya devam ediyor. Oyunun oto-savaş sistemi bu konuda son derece yetersiz: Lanet (debuff) verme konusunda hiçbir şey bilmiyor, ölmek üzere olan düşmanlar yerine sağlık çubuğu tam dolu olanları seçiyor ve savaşların hem daha tehlikeli, hem de daha uzun olmasına neden oluyor. Bu nedenle oto-savaş özelliğini kullanmayın: Aksi halde, en basit kapışmalar bile yenilgiyle sonuçlanabilir.
Evet, çok sevimli görünüyorlar ancak oto-savaş özelliğini kullanırsak bizi paramparça edebilirler. Savaşlarınızı “manuel” tamamlayın.
Hikâyeyi Takip Etmeye Devam Edin
StoneAge World ilginç bir hikâyeye sahip ve hikâyeyi ilerlettikçe yeni oyun modlarını aktif hale getiriyorsunuz. Örneğin “tribe” (kabile/birlik) özelliği seviye 23’e geldiğinizde kullanılabilir oluyor. Seviye 12’de ise “başarımlar” (achievements) özelliğinin kilidi açılıyor. Bu özellik son derece kullanışlı zira tamamladığınız basit hedefler için bile işe yarar hediyeler kazanmanızı sağlıyor. (Örneğin, yukarıda da belirttiğimiz gibi nadir bir pet kazanabiliyorsunuz.) Seviye 27’ye geldiğinizde, oyundaki önemli özelliklerin neredeyse tamamını aktifleştirmiş olacaksınız. Seviye 20’ye geldiğinizde ise oyunun nasıl işlediğini büyük ölçüde anlayacaksınız. Dolayısıyla iki hedefiniz olmalı: Önce seviye 20’ye, sonra da seviye 27’ye ulaşmak. Bunların her ikisini de yapmanın en hızlı yolu, ana hikâye görevlerini tamamlamak. Yani “grind” yapmaya ve haritalardaki düşmanları amaçsız bir şekilde öldürmeye çalışmayın: StoneAge World bu şekilde çalışmıyor. Sadece görevlerinizi takip edin yeter: Zaten büyük bir kısmı birileriyle konuşmanızı, kalanı da birileriyle savaşmanızı gerektiriyor. Yani size zorlayacak veya kafanızı karıştıracak hiçbir şey yok: Sadece “claim” düğmesine basarak bile hikâye görevlerini tamamlayabilirsiniz. Diğer bir deyişle, oyunun Türkçe desteği olmamasına rağmen İngilizce bilmeniz gerekmiyor, hikâye görevleri karmaşık veya anlaşılmaz hedefler içermiyor. Kaldı ki BlueStacks’in anlık çeviri özelliğini de dilediğiniz an kullanabileceğinizi unutmayın.
Görevleri yapmaya devam edin yeter. Oldukça basitler ve StoneAge World sizi zaten yönlendiriyor, yani yanlış yapabileceğiniz herhangi bir şey yok.
Her görev kullanışlı bir ödülün yanı sıra deneyim puanları kazanmanızı sağlıyor. Hatta pet’leri anında (savaşmanıza gerek kalmadan) yakalamanızı sağlayacak tasmalar dahi kazanabilirsiniz.
Kısacası, ana hikâyeyi takip etmeye ve pet toplamaya devam edin: Sadece bu iki şeyi yaparak dahi oyun sonu safhasına kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Daha fazlasını öğrenmek için hazırladığımız diğer StoneAge World rehberlerine göz atmayı da unutmayın. StoneAge World favori oyunlarımızdan biri oldu ve hemen her özelliği için ayrı bir rehber hazırladık: Ne de olsa, Taş Devrinde bir Pokemon ustası olma şansını tanıyan çok fazla oyun bulunmuyor. Gelin BlueStacks kullanarak birlikte oynayalım ve en nadir pet’leri yakalayalım!